Avrupa’da Sosyal Etki Değerlendirmesi konusunda en büyük ağlardan biri olan ve bizim de üyesi olduğumuz “Uluslararası Sosyal Etki Örgütü”nün (Social Value International) tanımına göre “Sosyal Etki”, en genel anlamıyla, “yapılan bir aktivite sonucu ortaya çıkan değişim” veya “bir eylem/aktivite/proje/program sonucu farklı insanlar üzerinde oluşan etkiler” olarak tanımlanabilir.
Bir sosyal şirketin ya da bu şirketin yürüttüğü projeyi destekleyen, ya da desteklemek isteyen yatırımcılar için yapılan yatırım sonucunda elde edilen sosyal değerin hesaplanması önemli olmaktadır. Burada kilit olan etkin bir şekilde yaratılan sosyal etkiyi gösterebilmektir. Etkinin ölçülmesi, şirketin hem destekçilerine hem de topluma, çalışmalarının değerini gösterebilmesi adına en somut yoldur. Bu hem destekçi kuruluşun güvenini kazanmak ve buna sahip olmaya devam etmek açısından, hem de finansal kaynaklara erişim açısından kritiktir. Bu ayrıca, paydaşlara projenin anlatılması ve aynı paydada bir araya gelinmesi noktasında, önemli bir iletişim aracı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Şirketlerin bu etkiyi ölçüyor olması ve sonuçları düzenli ve şeffaf bir biçimde tüm yatırımcılarla ve paydaşlarla paylaşıyor olması son derece önemli olmaktadır. Sosyal etkinin ölçülmesinde ise araştırma, raporlamanın yanı sıra ve geliştirilmiş olan araçlar büyük rol oynamaktadır.
Sosyal Etkinin Etkin bir biçimde ölçülebilmesi için Avrupa Komisyonu Haziran 2014 yılında yeni bir “standart” oluşturmuş ve bir rapor yayınlamıştır. Bu raporun ve raporda anlatılan yöntemin amacı sosyal şirketlerin yarattıkları sosyal etkiyi ölçüp, bunu duyurabilmelerinin sağlanmasıdır. Böylece finansal kaynaklara erişimi kolaylaşacak, yatırımcı ve ortaklarla işbirlikleri kurmaları kolaylaşacaktır. Bu yöntemin özelliği bir yasa ya da sıkı bir kurala sahip olmaması ve şirketlerin ihtiyaçlarına ve farklılıklarına göre uyarlanabilmesidir. Bir başka faydalı yanı ise evrensel olması ve uluslararası ölçekte geçerliliği olacak şekilde oluşturulmuş olmasıdır. Söz konusu standart, paydaş katılımı, orantılılık ilkesi, denetleme, gizlilik ve yasallık ilkeleri etrafında konumlandırılmaktadır.
Bu yöntem ölçüm için aşağıdaki 5 aşamanın gerçekleştirilmesini önermektedir:
Böylece bu yöntem, sosyal şirketlerin, kendi sosyal hedeflerini belirlemesi, bu hedeflerine ne şekilde ulaşacaklarına karar vermesi ve ulaşıp ulaşmadıklarını ölçmek için hangi çıktı ve göstergelerden faydalanmaları gerektiğini karar vermelerine de yardımcı olacaktır. Bu süreçte ise paydaşlarının katılımı son derece önemli olmakta ve sonuçların doğrulanıp değerlendirilmesinde tüm paydaşlar sürece dahil edilmektedir.